31 Temmuz 2009 Cuma

Hani…

Bir tedirginlik, huzursuzluk doğacak içinde, onun ile yanyana, yüzyüze olunca— o denli yabancı düşmüş olacaksın ki yaşamının kendi, sahici anlamına, aykırılık duyacaksın ondan— ancak o zaman anlayacaksın, nasıl tam da senin kendi anlamın –ta kendin- olduğunu onun: o yıllar boyunca kendine ne denli aykırılaştığını— ama o da hemen duyacak, duyumsayacak senin duyduğunu: suskunlaşacak, kapanacak, uzaklaşacak…

Anlamayacaksın—

Çünkü, işte, temiz değilsin ki…

Ne çok yalan barınıyor oranda-buranda— ne çok sahtelik…

Ne çok sensizlik— sende…

Ne çok sensizsin sen—

ne çok sensiz sen…

Şimdi işte— olanak: sen ol sen.





Duyduğun garip tedirginliği, huzursuzluğu da çözümlemelisin: O senin en önemli şeyin (Herşeyin)— işte: yaşamının anlamı olduğu halde (olduğunu en içinde duymana, bilmene, yaşamana rağmen), rahatsız, sanki iğne üstünde hissedeceksin kendini— o da hemen hissedecek bunu, tabii ki: suskunlaşacak, hırçınlaşacak…





Buğu, aslında, heryerdedir—

—göremeyen, sensindir…

silemeyen sensindir—


Oruç Aruoba

Hiç yorum yok: