15 Kasım 2018 Perşembe

Gözlerimizin altındaki kırışıklıkları bile sevecektik.Terlikleri sürüye sürüye yürüyüşünü de, o sesin kendine doğru gelişini de ... Çoktan çizgili pijamalarınla geleceğimde bir yerdeydin... Camın önüne koyduğumuz iki berjal, fonda Müzeyyen Abla,, önümüzde canım Boğaz... Konuşmaktaydık son okuduğumuz dizeleri gelecekte ...En çok sana naif olmuştu gençliğim ve aşık ve tutkulu... Dost olacaktı kırışmış ellerim ...Zaman geçti, karlar yağdı o banka, yağmurlar, yapraklar geçti, seneler devrildi....

YAZAN : Müge ALEV
Nefesim derdim, nefesim bitti...Öylesine bir sevmek yoktu...Bir kokusu vardı tarif edemezdiniz, bir özlemek vardı onu tarif edemezdiniz...Aşkın bu yüzden yoktur tarifi ...
Son günlerde duyduğum en güzel şarkı sözleri, es geçmek olmazdı.

 Kelebek kadar ömrümüz var
 Sevmek lazım, hemen başlayalım
 Kaybedecek daha neyimiz var
 Aşk için ne gerekiyorsa hepsi bende var
 Nefes bile almadan seviyorum seni
 Sarmaşıklar gibi sardın kalbimi
 Değiştirdin kanımı koydun zehrini
 Örümcek gibi ördün zihnimi
 Düşündükce daha çok isterim seni
 Nefes bile almadan seviyorum seni
 İçimde dolaşan alkol gibi
 Sana gitgide sarhoş oluyorum
  Ruhumu kaybetmiş gibi
 Sadece senin için yaşıyorum 
 Nefes bile almadan seviyorum seni

REDD

https://www.youtube.com/watch?v=2fu8gqFN3XE

17 Ağustos 2016 Çarşamba

YEŞİLE GEÇİT

Saat beşte ey güneşsizlik 
 Seninle birlikteyim seninle 
 Bir koşuyu paylaşıyorum 
 Seninle bir dirimi yaşıyorum 
 Yerde ve gökte
 Savaşta ve barışta 
 Uykulu ve güneşli 
 Bir sabah gibi 
 Ey bilmediğim bir yerde başaklanan buğday
 Sana yaraşıyorum

  Turgut UYAR

29 Temmuz 2016 Cuma

"Birlikte uçup giderlerdi de gitmesine, geri dönen hep yalnızlık olurdu...Zamansız... Sesim sesine çarptığından beri... Gördükten sonra gözlerindeki feri, zaman da benimle artık, bizimle... Yalnızlık eksiltir hep insanı, biz çoğalmaktayız ..." Anonim

28 Kasım 2010 Pazar

Meyve ağaçtan zamanında toplanmadığı vakit, yapraklarından sıyrılıp, güneşten veyahut rüzgardan harap olduğundan hızlıca yere düşer... Diğer düşmüşlerin yanına... O vakit yerden alıp o meyveyi yemek lazımsa da, insanoğlu nankördür ya, daldaki tazelere kayar hep gözü ...Daldaki tazeyi koparırsa, ondan daha zevk alacağını düşünür. Oysa yerde düşmüş olan da bir zaman "taze" değil miydi ki? Aynı ağacın iki ayrı meyvesi olsan, sen çok güneşle fazladan olgunlaşmışken, ben arkada kalmış gölgenden faydalanıp, ziyadesiyle taze, hatta ekşi kaldıysam, elbet bir insanoğlu beni gelip dalımdan ayırana dek aynı tahribatlara maruz kalıp, geç kalındığında bir gün ben de düşmeyecek miyim toprağa ...

Hikaye tam da burada başlayıp bitiyor aslında... Meyve zamanında koparıldığında güzeldir, ne çok tazeyken dalında, ne de düşmüş, toprağa karışmaya yüz tuttuğunda...

Her vaka yaşandığı anda güzel, zaman geçtiğinde ide sadece tarihte kalan güzel bir anı , her an yaşandığı anda güzel, bir saniye sonrasında değil...Toprağa düşmüş meyveyi kaldırıp yeniden dalına asamayacağın gibi, yaşadığın hiç bir anı geri getirip yeniden yaşayamazsın. O anda saklıdır her şey ...O yüzden tüm felsefe bu olmalı yaşantıda belki de ...Anı yaşamak ...Sır; o anı layıkıyla o anda yaşamakta ...

YAZAN : Müge ALEV

Müge ALEV 28 Kasım 2010, Pazar

10 Şubat 2010 Çarşamba

Oruç Aruoba 'dan

gözlerin pırıldıyor mu, arada bir
düşleyince beni
orada?

gözlerim kararıyor, arada bir
düşünemeyince seni
burada.

o. a.

Oruç Aruoba - Ol/An -2

yattın mı?
yorgun musun?

biraz kıpırdasan uyumadan önce--
bilemesen
nereye koyacağını ellerini,
biraz oynatsan bileklerini
düşünürken beni
uyuyamadan önce--
bilsen
nasıl özlediğimi ellerini
bileklerini.

***

oruç aruoba - ol/an