22 Kasım 2007 Perşembe


İçimde zaptedilemez bir kırma isteği,
Dizginleri koparan bir at sanki bu,
Soluk soluğa kalıyorum, her sonbahar,
Ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa,
Bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum.
Bütün gençliğim böylece geçip gitti işte.
Ama hala bir şeyler var
Vazgeçemediğim ...

Ahmet Telli


*Fotoğraf: Müge Alev

18 Kasım 2007 Pazar

Taraf Gazetesi, Eyüp, Anneannem


Otobüsteyim, Marmaris'e gidiyorum. Bir gazete didik didik okunur mu okunur, yol uzunca nasılsa...
Yıldıray Oğur'u okuyorum, gülümsüyorum, gülümsüyorum ... Demiray Oral'a geliyorum. Başlık şahane okumamak elde değil zaten. Hikaye o kadar bizden ki, insanın içi buruluyor. Onca karmaşa, memleketin hali belli, kimse kimseye güvenemez olmuş "Siirtli Kürt ile Sinirli Türk", köşede Kürt vatandaşımızın taksisine binen sinirli bir Türk hanımdan bahsediliyor, üstüne de cidden acıtan, acı mı acı bir dürüm, yenir mi yenir ...

Neymiş efendim, neymiş altlarda "Beyazların Balık Terapisi", iş adamları balık tutuyormuş işten arda kalan vakitlerinde, böyle stres atıyorlarmış, hımm ... Bitmez olasıca stresleri peh peh peh...
Sol altta Carlos'un fotoğrafı, sağda açıköğretimde kayıt zamanı..

Ve ne takılıyor gözüme "Cambaz'ın fendi Barbie'yi yendi" ... Haberi "Gürkan Öztekin" yapmış. Sanırım bu adamı tanıyorum. :) İnsan ister istemez heyecanlanıyor. Biz Türkler böyleyiz sanırım tanıdığımız bir ünlü, yüksek statülü bir eş dost, bir gazeteci olmasın. Hemen tuhaf bir içgüdü oluşuverir içimizde, küçük dünyaları ben yarattım misali. Ama benimki öyle değil işte, ben heyecanlanıyorum, çünkü aslında biliyorum bu gazete için ne kadar heyecanlandığını ve dürüst olmak adına ne kadar çabaladıklarını, bu yüzden elimde ya zaten bu gazete şimdi. Uzun zamandır hangi haber kaynağına inanacağımızı şaşırmış ben dahil büyük bir çoğunluğun belki de beklediği bir kaynaktır "Taraf ".

Her neyse asıl bahsetmek istediğim Gürkan Öztekin'in değindiği konu ... Eyüp'teki el yapımı oyuncaklara rağbetin başladığından bahsediyor.
* -Çin'de üretilen oyuncakların önemli bir kısmında insan sağlığına tehdit edecek oranda kurşun bulunduğu açıklandı.- diyor. Biz ne zaman akıllanacağız diyorum ben de ...? Eyüp Oyuncakları Atölyesi'nin iki yıl önce kurulması ve ev hanımlarının maharetlerinden bahsediyor. 21.yy çocukları da önceki kuşakların (bizlerin :) ) çevirdikleri topaçların renkleriyle büyülenmeye başladı sonunda; diyerek de yazısını sonlandırıyor.
Gözlerim sulanıyor hemen, nihayetinde ben de her önceki kuşak gibi biraz naif biraz duygusal bir İstanbul çocuğuyum. Rahmetli tonton anneannem geliyor aklıma, bizi Eyüp'e götürürdü küçükken o rengarenk çarşısında dolaştırır, el yapımı o minik, üfleyince ses çıkaran, üzerinde "Eyüp" yazan ibriklerden alırdı her seferinde, çünkü biz onlarla oynaya oynaya kırıverirdik. Hiç de öyle kıymet bilmez bir çocukluk geçirmediğimiz halde ... O yanık boya kokulu minicik ibrikler geliyor gözümün önüne, anneannem, Gürkan'ın yazısı önümde. Karmakarışığım. Gidiyorum, elimde bir kahve sütsüz, dört şekerli. Güzel şeyler bunlar insanın içini dolduran, insanı insan yapan duygular bunlar. Gurur bile duyuyorum ne haddime ise ...

Taraf Gazetesi çıktı, çok heyecanlı gazete çalışanları ve oturacak bir gazete belli ki ... Ellerine, gönüllerine sağlık tüm çalışanların, okunaklı, herkesin anlayabileceği dilde bir gazete hazırlayıp bize ulaştıran maharetli ellerin, gönüllerin...

*Yazılar 16 Kasım 2007, Taraf Gazetesinden alıntıdır.

Son olarak şu sitelere de bu haberle alakalı olarak bakmanız önerilir, hazır çocukluğumuzun içine bu kadar düşmüşken:

http://www.eyupoyuncaklari.com
http://www.istanbuloyuncakmuzesi.com/tr/default.asp


*Değer mi aldatmaya, çocukluğunu unutmaya,
Her şey değişirken,
Bari sen kal aynı ...

*Mara; Bari Sen Kal Aynı, şarkısından alıntıdır.

17 Kasım 2007 Cumartesi

Her şey yolunda anne - MARA


SÖZ VERME

Söz verme
Sözler uçar gider
Bana bir yalan yeter
Gözlerle oynanan bir oyun
Sözleri olmayan bir gece
Gözlerde alevlenen bir aşk
Yeni sonsuz yaşam
Kalplerde sonu gelmez savaş
Sözleri olmayan bilmece
Söz verme
Sözler alay eder
Bana bir an yeter
Gözlerde parlayan bir volkan
Benzeri olmayan bir hece

Söz& Müzik: Bülent ŞENYÜREK

Mara "Her şey yolunda anne" albümünden bir şarkı www.myspace.com/maradogan indirebilir, dinleyebilirmişsiniz, hoş ben de albümü var. Önerilir tüm şarkılarını dinlemeniz.

16 Kasım 2007 Cuma

Nasıl yaşayacağımıza karar vermek


"Ölmek üzere olduğunu bilmezse, nasıl öleceği konusunda bu adam nasıl karar verecek ? " Nietzche

Gerçeğin dayanılmaz acısına kimi zaman nasıl dayanır insan. ? Gerçek gelmeden hazır olabilsek keşke, o zaman bu kadar heyecanlı olabilir miydik ? Gelecekte neler olacağını bilerek bu kadar eğlenebilir miydik? Ya da bu kadar üzülebilir miydik, gelecekte daha kötü günler yaşayacağımızı bilseydik. Dünya öyle bir dengedeki...
Sonbaharı neden sevmez insanlar, kırmızılı, sarılı yapraklar ayaklarınızın altına düşer, kimi zaman bir rüzgara takılıp döner durur kendince. Bir aşk gelip düşer bir sonbahar vakti içinize;
- bu kadar acı vereceğini bilseydiniz yine de yaşamak ister miydiniz, derseler,
- istemezdim; mi deriz. ??? Görmek istemez miyiz tüm yaşanacaklarını, eksilip, azalıp, yok olmaya yüz tutanları...
Görüp o çok beğendiğimiz kazağı, tüyleneceği, bir gün eskiye yüz tutacağını, bile bile onu giymemeyi tercih eder miyiz ?

Öleceğimizi bile bile aslında nasıl yaşayacağımza biz karar vermez miyiz?
Biz seninle bütün filmlerin seyredilesi sahnelerini izlemeyi kaçırmıştık, beraber nasıl yaşanılası olabilirdik ki zaten. Şimdi belki çekip gitmeliyim... ya da kalmalıyım...Yeniden o sahneleri izlediğini görebilmek için, çünkü izlenebilirdin sen, senin yaşantın. Ve ben yoktum niceleri gibi ... Tüm giysisiz, tüm hayalet kadınlar gibi ... Bir anda vardım ve bir anda yoktum , sonra zaten yok oldum.

17.02.2006

Kar kesti yolu
sen yoktun
oturdum karşına dizüstü
seyrettim yüzünü
gözlerim kapalı.

Gemiler geçiyor uçaklar uçmuyor
sen yoktun
karşında duvara dayanmıştım
konuştum konuştum konuştum
ağzımı açmadım.

Sen yoktun
ellerimle dokundum sana
ellerim yüzümdeydi.

Aralık 1959, Nazım Hikmet

Hiçlik


Ben bir hiçtim bütün var etmeye çalıştıklarımda ...
Ve aslında sen de bir hiçtin benim varlığımda ...

28.01.2006

Fotoğraf: Müge Alev

15 Kasım 2007 Perşembe

Saturno Contro

Aşklara, dostluklara bir ömür yetmez


Son sahnesi ile gönlümde de daha da yer etmiş bir film ...Çok sahip olmayı isteyip de tanık olamadığım kocaman bir arkadaş grubu, bir sahnesinde Davide kenardan izler bütün dostlarını, tartışma vardır, paylaşma vardır, kahkaha vardır. İçinden geçeni gözleri anlatır Davide'nin onlara sahip olduğu için çok çok mutludur. Ferzan Özpetek'in "Karşı Pencere" kadar beğendiğim filmi. Davide ve Antonio arasındaki karşı konulmaz aşk. O kadar içten seviyorlar ki birbirlerini ... Trailer müziği Gabriella Ferri'den "Remedios" ...Keyif verdi bu filmi izlemek.

Okyanus ve çay kaşığı



Gözde ne varsa yok olur birden,
Kızdığın, kırdığın, kabına sığamadığın zamanlarda,
Ne bir bakış kalır geriye maziden ne de bir martı sesi uzaklardan,
Akla bir şey gelmez ...
Senin senden ibaret olduğundan başka ...
Bir varsındır hayatın orta yerinde,
Bir de hepten yok olursun hiç varolmamışçasına...
Var olduğu zamanlardaki keyfine değmeyin çay kaşığının,
Ama okyanus ya bu ...
Bir dalgalanır coşar, yutar ne varsa üzerinde,
Varlığında, içinde, çapında, etrafında...
Bir de dinginleşir senin kıyılarında ...
Sen ne var olan küçüklüğünde saklayabilirsin onu,
Ne de o, kocaman büyüklüğü ile sığabilir senin çapına,
Ne birlikte varabilirsiniz bir uzaklığa...
Ne de yok olabilirsiniz en anlamlı yakınlıklarda ...

10.05.2006 Yazan : Müge ALEV
Dur
durabil-
-diğin yerde de
Gel
-me
Gideceksen
yine...

02.04.2007

14 Kasım 2007 Çarşamba

Kesik Esintiler

Dünya
senin
burada
yazdığındır,
diye-
niye
farklı olsun
ki?
-Senin yazdığında da
eninde sonunda
aynı
dünya
dır.

Dur
sun:
yaz
ma.



'Kaynak : Aruoba Oruç; Kesik Esintiler, Altıkırkbeş Yayınları,Kadıköy,2001, s.81

En sevdiklerimden, başucu kitabım.

Eternal Sunshine of the Spotless Mind Music Video

13.01.2006 'Bu film ne biliyor musun?' - KISIR DÖNGÜ-

Gören Göz


Bütün güzel, hoş ve yaraşan şeyler, gören göz için yapılır. - Mevlana, Mesnevi I. s.191-

İnsan göz'dür, öte yanı deriden, etten, kemikten başka bir şey değil. Göz neyi görürse değeri o kadardır insanın. - Mevlana, Mesnevi IV. s.69-

Gör, gör ki sende yalnız bu görüş, bu bakış işe yarar. Bundan ötesini sorarsan yağsın, etsin; ilik ve sinirden ibaretsin. - Mevlana, Mesnevi VI. s.118

Kaynak: 'Dino Abidin; Gören Göz İçin Fikret Mualla; Dünya Kitapları,s.9

Dandelion - İlk Aşk-


28 Ocak 2006'da izlediğim, güzel bir film. Üzerine çok da konuşulması gereken bir şey yok aslında. Tipik bir aşk, tek farkı, ilk aşk olması. Sizi derinden etkileyen şey ise aşkın başındayken söylenen " -Aşkın insanların kendilerini daha iyi hissetmeleri için uydurdukları saçma sapan bir şey olduğunu düşünüyorum.-" demelerine karşın, kişinin içinde başlayan uyanış, renklerin apaçık nasıl değiştinin görülmesi, kalbi yanlış ya da doğru yola saptıran ne idüğü belirsiz bir cesaretle hareketlendirip, sonunda yeni bir başlama noktasına sürüklemesi... Yine bir kısır döngü...Etkileyici görselleri ile izlemeye değer.

- Beni bulduğun için çok mutluyum.

http://www.dandelionthemovie.com/high.html
Bir hızla,
Yavaşlayan bir hızla toparlansın ne varsa,
İçinde esen fırtınanın savurduklarından.
Bir an sorunudur senin için artık kalkıp gitmek,
Her şeye hazır olmak.

Cevat Çapan

13 Kasım 2007 Salı

Giderken ....


Bu blog böyle oluşmayacaktı aslında, öncesinde çok düşünülen, ciddi bir isim arayışına girdiğim, kafa patlattığım, olmayan bloğum için ara ara notlar aldığım, cesaret de edemediğim aslında, bir alan burası. Ve artık var... Tam da ben giderken ...
Belki de en olması gereken zamanda ... :) Arkamda bıraktığım o kadar güzel şey var ki, söylenenlere göre gittiğimde de bir o kadar güzel şey yaşanacak ve yine geride kalacak... Yazacak çok şey vardı, olacak, şimdi de yazılacak işte. İşte tam bu noktada "bir kısır döngüdür hayat çember üzerinde yürürken" diyorum :) Her ne kadar olmuş, olacak, olması gereken şeyler yaşamımızı bu tekdüzelikten çıkarsa bile yine de kısır döngüdür diye düşünüyorum.

Ben genelde yazacağım ve hep yapmayı sevdiğim şeyi yapacağım, duymaktan çok hoşlandığım müzikleri paylaşacağım :), şarkı sözlerini kimi zaman da. Ben olacağım, gittiğim, gördüğüm yerler olacak, hissettiklerim olacak daha ne olsun ki :)

Beni yazmaya cesaretlendiren Bilgem'e teşekkürü bir borç bilirim. Yazmaya yeniden başlamama sebep olan hislerime de elbette ...

Üretken değil, değişken karakterli, ben gibi bir bloğa, hoşgeldiniz. :)

Sözler uçup gitse bile, yazılar kalıcı olsun diyelim.