8 Mayıs 2008 Perşembe

Trafigin sagdan akmasi ve aliskanliklar

Her gun okula gidiyorum malumunuz. Bir suru de arkadasim var, hem okuldan hem de disarida ...Ben ogrenciyim diyorum; disaridaki insanlara, ne ogreniyorsun diyorlar? Ingilizce... Basliyorlar gulmeye... Alti ay oldu, alti koca ay, ben buraya geleli ...Bugun en sonunda dayanamadim sordum ogretmenime ...Biz ne zaman tamamiyle anlayacagiz bu dili, ya da derdimizi anlatabilecegiz.? O da dedi ki; sen buraya ilk geldiginde ne kadar konusabiliyordun??? Ben de "hic" dedim. Ne kadar anlayabiliyordun? Anlamis gibi gorunsem de cogu zaman yanlis oluyordu anladiklarim; yani bunun da cevabi "hic" ....

Yabanci bir ulkede yasayip, bir yandan o dili ogrenmek, kendi kulturunu, aliskanliklarini birakmak, yenilerine uyum saglamaya calismak ilk bir kac ay bir cok insan icin trajedi haline gelebiliyor. Ben yine cok sansliydim bana buradaki her seyi anlamam ve uyum saglamam icin kendi dilimde konusan ustune ustluk en yakin dostum olan kisi rehberligimi yapiyordu. Bunun icin tesekkurden fazlasi gerek ustelik. Ama cogu insan, kendi kesfetmek zorunda her seyi. Bir bakima zevkli de...Kaybola kaybola, sora sora oranin en memleketlisinden daha bilgili olabilirsiniz :)

Konuyla hem alakali hem alakasiz olarak baska bir konuya deginmek istiyorum. Bugun Ingiltere ile kendi ulkemiz arasinda ne gibi farklar kesfettigimizi sordu ogretmenimiz...

Trafigin sagdan akmasi ve aslinda her seyin "sag" tarafli olmasi, dedik haliyle...

Yollari ve sehri kuran Romalilar her seyin sag taraftan olmasini saglamislar bu ulkede ... Ornegin sifon sag tarafta, soguk su ve sicak su musluklari tamamiyle ters yonde ...Bayanlarin pantalon dugmelerine kadar. Kisacasi uyum saglamasi zor olmakla birlikte traji-komik bir hikayesi de var bu sistemin yerlesmesinin . Soyleymis ki;

Bir zamanlar herkes İngilizler gibi yolun solundan gidiyordu. Bunun için de çok geçerli bir sebep vardı.
Yüzyıllarca önce yolun karşısından gelenin dost mu, yoksa düşman mı olduğunu kestirmek mümkün değildi. İnsanların çoğu sağ ellerini kullandıkları için, yolun solundan, duvar dibinden (yaya veya atla) giderek sol taraflarım emniyete alır, sağ ellerini kılıçlarını hemen çekecek şekilde hazır bekletirlerdi.
Yolun solundan seyahat, ilk defa 1300 yıllarında, papanın Roma'ya gelecek hacıların yolda karmaşaya sebep vermemeleri için, yolun solundan gitmelerini söylemesiyle resmileşti ve yüzyıllar boyu devam etti.
18. yüzyılın sonlarında ABD'de birçok atın çektiği posta arabalarında, sürücü koltuğu yoktu ve sürücü en arkada ve soldaki atın üstünde oturuyordu. Bu da yolun solundan gidildiğinde karşıdan geleni ve yolun kontrolünü zorlaştmyordu.
Çok geçmeden ABD'de trafik sağdan işlemeye başladı. Fransız İhtilali sırasında, ihtilalin liderlerinden Maximilien Ro-bespierre, büyük bir olasılıkla Katolik kiliseye meydan okuyanlara bir jest olsun diye, Parisliler'den yolun sağından gitmelerini istedi.
Bir süre sonra aslında kendisi de bir solak olan Napolyon, or-dulanndaki ikmal arabalannın yollann sağından gitmeleri emrini verdi ve zaptettiği her ülkede de bu uygulamayı hayata geçirdi.
İngiltere hiçbir zaman Napolyon tarafından zapt edilemediğinden İngilizler yolun solundan gitme alışkanlıklanndan vazgeçmediler. Avustralya, Hindistan gibi tüm eski sömürgelerinde de bu usulü devam ettirdiler. Zaten İngilizler'de Amerikalılardan farklı olarak sürücü arabanın üstünde ve sağında oturuyordu.
Modern araba teknolojisinin gelişmesi ile bu gelişimin dünyada öncüsü olan ABD'de sürücü koltuğu ve direksiyon sağdan gidişe uygun olarak sola konuldu ve dünyanın birçok bölgesinde bu şekilde yaygınlaştı.
İngiltere'de ve eski sömürgelerinde, trafik akışını sağ şeride almanın faturası o kadar yüklüdür ki, artık isteseler de kolay kolay bunu yapamazlar.

***** Alintidir.
http://www.prestijforum.com/bunlari-biliyormuydunuzggg-t12283.html?s=f12b31c5c1b2fa38045fcca2144026f5&

Guzel bir bilgi oldu benim icin de ...Paylasmak istedim. Bu arada, burada yasayan milyonlarca insanin tipki benim gibi, arabalari ters yonden bekledigimizden, defalarca kaza atlatma tehlikesi gecirdigimizden de haberdar olmanizi isterim. Yolunuz buralara duser de gelirseniz en dikkat edeceginiz konu bu olmali, zira babam beni cok uyarmisti da ...Anlasilan pek bir kulak arkasi etmisim :)

Hiç yorum yok: