2 Mayıs 2008 Cuma

Oylesine yasayip gitti....Demesinler...


Gayet akli basinda gorunuyor,insanlarla konusuyordu: her seyi otekilerinin yaptigi gibi yapiyordu, ama icinde igrenc bir bosluk vardi, artik hic bir kaygi duymuyordu, hic bir arzu: varolusu zorunlu bir yuktu ona --Oylesine yasayip gitti.*



Boylesine hissedebilir bence insan kimi zaman. Ne icin yasadigini gercekten bilmeden, sadece icindeki bosluga kapilip giderek. Handikap gibi aslinda cogu zaman. Icimdeki duygusalliga yenilip hedeflerimden sastigim, aslinda olmasini umup da yapamayinca, basarisizliklarimi yeniden gozden gecirmeden, tekrar basa donup baslamayi deneyip, duzeltmeye calismadan, o bosluklara kac kere girip ciktigimi aslina bakarsak bende pek hatirlamiyorum artik.

Simdi yeni baslagiclar yapmak uzere bu ulkeye geldim. Aslina bakarsak en buyuk bosluklara belki burada girdim. Sadece yeni bir dil ogrenmiyorsunuz bazen gittiginiz yerde, o insanlari da ogreniyorsunuz, bazen kendiniz olmaktan cikip o insanlardan biri gibi olmaya calsiyorsunuz. Mutasyon geciremeyeceginize gore her deneyimiz haliyle basarsiz oluyor. Farkli tonlamalar vardir dilde cumlenin gidisatina gore. Insan hayati icinde boyle oldugunu dusunuyorum. Kimi zaman vurgu yapmak gereken yerleri, durup nefes alman gereken yerleri, noktai, virgulu, unlemi koyman gereken yerleri de mantikli olarak yerine oturtamiyoruz. Yoksa prototip olurduk herhalde zaten.Kaygi duymali oysa insan. Yarin olup gidecekmis gibi bence. Bugun demeli yarin olsem bir sey yapmis olarak olucem. Korkularimizi, mutluluklarimizi, yapilacak islerimizi yarinlara birakmadan, saatler her an yaptiklarimizi bir anda durdurabilir gibi - ki en reel olan sey olum degil mi en az dogum kadar- yasamali. Yoksa, herkes mukemmel, herkes sahane, ne guzel. Ama baskasindan kopyalarak yasama arzusu, onun nefes aldigi gibi almaya, konusmaya calistigi gibi, durdugu gibi durmaya calisma... Her bedenin farkli bir yaradilisi oldugu gibi her ruhun da farkli bir yaradilisi var olmali... Iste butun olmaya calisma, durumlarinda varligin bir yuk gibi gelir omuzlarina, oylesine yasayip gidersin iste. Ama sen sensen, senden ote bir sen varsa icinde, sen birini taklit etmeye calsimiyor, taklit edilmeye calisiliyorsan, tuy kadar hafif olursun, hangi bosluk, handikap cikarsa ciksin karsina, tuy kadar hafif oldugundan, devinimler bile girmeden araya, ucup dusmeden atlativerirsin olasi gereksiz yasam durumlarini. Neden yasadigini bilirsin, neden yasadigini bildirirsin, basini dik gezersin, suruklenmeden, dusmeden. Yoksa oylesine yasayip gidersin iste, sen sen olmadan, baskasinin golgesinde kendi golgeni kaybederek ....



*(Werke und Briefe, Munchner Ausgabe (Herausge. Pornbacher et al., dtv1988, S.158) Alintiya; Oruc Aruoba, Uzak, Metis Yayinlari,Istanbul 1995, s.49; yer vermistir.

Hiç yorum yok: